Menopoz nedir?
Menopoz, yumurtalık işlevlerinin kaybı neticesi adet kanamalarının kalıcı olarak kesilmesidir. Menopoz için son adetten sonra bir senelik bir müddetin geçmesi gerekmektedir. Gelişen tanı ve rehabilitasyon imkanları insanların hayat müddetini uzatmıştır. Kadınların bu yüzden hayatlarının takriben 1/3’ü menopoz döneminde geçmektedir. Menopozun getirdikleri ile ilgili şuurlu olmak oluşan farklıkları kendi akışına bırakmamak sıhhatli bir yaşlılığı da sağlama bağlar.
Menopoz yaşı kaçtır?
Menopoz yaşı dünyada vasati 51,3 olarak hesaplanmıştır. Bu konuda çeşitli etkenler tesirli olmaktadır. Genetik özellikler, beslenme bozukluğu, vejetaryenlik, zayıflık, sigara bağımlılığı gibi faktörler, menopoz yaşını erkene çekebilmektedir. Seyrek 40 yaş öncesinde menopoz görülebilir. Bunun çoğu zaman nedeni izah edemese da; geçirilmiş hastalıklar, rahim operasyonu, radyoterapi ve kemoterapi tedavileri erken menopoza sebep olabilir.
Menopozun belirtileri nelerdir?
Menopoz, önceleri adet kanamalarının kesilmesi ve ateş basması yakıntılarına göre atlatılması zor veya kolay olarak dile getirilmekteydi. Oysa menopoz süreci uzun yıllar devam edebilmektedir. Menopozda ateş basması olarak dile getirilen belirti, en popüler olanıdır. Ani başlayan sıcaklık hissi ile beraber bazen kızarıklık ve hemen peşinden terleme gelişebilir. Menopozun erken döneminde hem de ara ara adet kanamaları daha kesilmemişken dahi bu yakıntılar ortaya çıkabilir. Sıcak basması hissinin görülme oranı yüzde 80 olarak tespit etmiştir. 60’lı yaşlarda yüzde 30’a iner 70’li yaşlarda da yüzde 9 oranında görülebilir. Hormon replasmanı rehabilitasyonu alanlarda hızla bu yakınma kaybolur. Bir takım fito ostrogenler de tedavide kullanılabilir.
Menopozda ortaya çıkan meseleler nelerdir?
Uyku bozuklukları: Uyku bozuklukları menopozun erken dönemlerinde görülebilmektedir. 40–55 yaşları arasında % 30’a varan bir oranda görülmektedir. Bu konuda deşarj olmak için uyku hjyeni denilen bir takım kaidelere uyulması deşarj olucu olabilir. Akşam yemeklerinin hazmı kolay yiyeceklerden oluşması, porsiyonun küçük tutulması, karanlık ve suskun bir oda, uyku öncesi deşarj olucu egzersizler veya yatmadan önce sıcak süt önerilir. Seyrek ilaç rehabilitasyonu gerekir.
Depresif bir ruh hali: Depresif bir ruh hali, menopoz döneminde % 19–29 oranlarında görülebilir. Yalnızca % 4 oranında muayenehane çöküntü gelişebilir. Bu vaziyet yalnızca hormonal değişimlerin neticesi değildir. İlerleyen yaşla birlikte çocukların izdivaç etmesi veya iş için haneden ayrılması, anne veya babanın kaybı bu periyotta sıkıntıları arttıracaktır. Hormon replasman tedavisi depresif belirtileri tedavi eder, seyrek antidepresan tedavi gerekebilir.
Vajinal kuruluk: Vajinal kuruluk ve buna bağlı olarak cinsel birliktelik esnasında ağrı menopoz döneminin ehemmiyetli meselelerinden biridir. %27–55 arasında görülebilir. Bu dönemde sık idrara çıkma, ani idrara sıkışma hissi gibi mesaneye ait problemler de gelişebilir. Lokal uygulanan östrojen preparatları deşarj olucudur. Libido (cinsel istek )azalması da görülebilir. Bu vaziyet, ilaçla rehabilitasyon edilebilmektedir.
Kalp ve damar hastalıkları: Menopoz döneminde kalp damar hastalıkları da artar perhiz egzersiz ve gerekirse kolesterolü düşüren ilaçlar kullanılır. Hormon (östrojen) kullanımı mevcut bir patoloji olduğunda bir takım çalışmalarda mahzurlu görülmüştür.
Kemik erimesi: Kemik erimesi (osteoporoz) kemik dokusundan kalsiyumun kalıcı olarak kaybıdır. İlerleyen yaşla geliştiği gibi menopozda östrojen azalması ile bilhassa ilk 5-8 senede kemiğin kalsiyum kaybının hızlı olduğu bilinmektedir. En sık omurga kırıkları görülür. Bu kırıklar suskun olur ve boy kısalması ve postür bozukluğu ile kendini gösterir. Kalça veya el bileği kırıklarına da rastlanabilir. Osteoporozda genetik özellikler sigara bağımlılığı, beslenme bozuklukları, guatr, böbreküstü bezinin çok çalışması gibi vaziyetlerde riziko artar.
Adet düzensizlikleri: Menopoz dönemi öncesinde adet düzensizlikleri görülebilir. Bazen adet azalması ve vakit zaman gecikmesi olabildiği gibi adetlerin sıklaşması ve yoğun kanamalar olabilir. Kesinlikle bir jinekolojik kontrol olunmalıdır. Bu dönemlerde kanamalar negatif bir hastalığın belirtisi de olabilir. Adet görmeme gebeliğe bağlı da olabilir. Menopoza girdiğini düşünerek doğum yapmış olan pek çok bayan vardır. Kesinlikle jinekolojik muayene, pap smear testi, mamografi, meme ultrasonorafisi çekilmelidir. Kemiklerin menopoza bağlı olarak zayıflamalarının ilk 5–8 sene içinde olması sebebiyle kemik yoğunluğu ölçümü ile ilerideki riski görme ve önlem almak gereklidir.
Menopoz rehabilitasyonu nasıl tasarılanır?
Menopoz tedavisi, hastanın tıbbi durumu, tedaviden beklentileri kendi ve ailesinin tıbbi özgeçmişi dikkate alınarak tasarılanır. Östrojen, östrojen+progesteron, cilde yapışan bantlar, vajinal östrojen kullanımı, kalsiyum, D vitamini, bifosfonatlar kullanılmaktadır.
Yumurtalığınız yaşlıysa genç yaşta menopoza girebilirsiniz
Son zamanlarda artık kadınlar evinde oturan, çocuğunu büyüten hane hanımı kalıbından çıkarak sosyal hayatın tam kalbinde bulunuyor. Eğitim, kariyer tasarılaması derken bir hayli kadın çocuk yapmaya fırsat bulamıyor. Çağdaş kadın sosyal, mesleksel ve ekonomik olarak belli bir düzeye geldikten sonra çocuk yapmayı ve büyütmeyi tasarılıyor. Bu da 35 ve üzeri yaşlar demek. Ancak erken menopoz vaziyeti ortaya çıktığında, kadınlar tüm bu hesapların alt-üst olacağından korkuyor. Erken menopoz toplumda yüzde 1-2 oranında görülse de; çağdaş kadının etrafında hep kendisi gibi kadınların olması ve bu korkunun aralarında paylaşılması ortak bir korkuya dönüşüyor. Bir de algıda seçicilik ilave ettiğinde erken menopoz korkusu modern kadının paranoyasına dönüşüyor.
Aslında modern kadın erken menopozdan korkmakta pek de haksız sayılmaz. Zira hiçbir kadının doğurganlığı sonsuz değil. Kadının doğurganlığı 35 yaşından sonra azalırken, 40 yaşlarında bu azalış barizleşmekte ve 43-44’lü yaşlarda bitmektedir. Ayrı olarak menopoza başka bir deyişle adetten kesilmeye 2-3 sene kala kadın düzenli adet görse de gebelik bahtı yok denecek kadar azalmaktadır.
Medical Park Bahçelievler Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Op. Dr. Suat Süphan Erşahin, 18 Ekim Dünya Menopoz Günü dahilinde, kadın sıhhatine yönelik ehemmiyetli bilgiler verdi:
Yumurta rezervi daimi azalır
Kadınların yumurtalıklarında bulunan hücrelerin gittikçe azalması ve sonunda bitmesi doğurganlığın azalmasına veyahut menopoza girmesine yol açar. Aslında her kadının yumurtalıklarında ihtiyacı olandan binlerce kat fazla yumurta hücresi (germ hücresi) bulunur. Anne karnında 7 milyon olan yumurta hücreleri bu tepe noktasından gittikçe azalmaya başlar. Bebek doğduğunda yumurta hücrelerinin sayısı 2 milyona, ergenlikte 400 bine ve menopoz döneminde ise 1000’e iner. Bu vaziyet aslında tıpta apoptoz isimi verilen programlanmış bir hücre ölümüdür. Tasarılanmış bu hücre azalması, bazı kadınlarda daha hızlı olduğunda veya genetik olarak menopoz yaşı 40 yaşın altına programlandığında ortaya erken menopoz çıkar. Menopoz, yumurta hücrelerinin yok olması yani bitmesi neticesi ortaya çıktığı için tedavisi veya geri döndürülmesi mevzubahis olmamaktadır.
Peki, acaba menopoz geciktirebilir mi? Şayet burada kast edilen adet görmek ise yanıt “Evet” olacaktır. Yumurta hücresi kadın yumurtalığında büyürken ürettiği hormonlar olan östrojen ve progesteron hormonu yumurta hücresinin bittiği menopoz vaziyetinde dışarıdan ilaç olarak kadına verilirse kadın menopozda değilmiş gibi düzenli adet görebilir. Ancak menopozla alakalı sual “çocuk doğurma” için olduğunda cevap olumsuz olacaktır. Zira bitmiş, yok olmuş yumurta hücresini yerine koymak yani yoktan var etmek .
Yumurtalığın yaşı da ehemmiyetli
Modern kadının erken menopoz riski bulunup bulunmadığını bilmek ister. Şayet böyle bir risk varsa kariyeri, konumu hemen bir tarafa bırakarak kendi tabiatında olan annelik duygusunu tatmak için her şeyden vazgeçebilir. Erken menopoz rizikosu ultrason kontrolü ve bir takım hormon tahlilileriyle ön görülebilir. Zira kadının kronolojik yaşı ile yumurtalık yaşı her vakit paralel gitmeyebilir. Bazen yumurtalığın yaşı kadının yaşından daha büyük olabilir. Sözgelişi kadının yaşı 30, yumurtalığın yaşı 40 olabilir, bu da erken menopozu getirebilir. Yapılan kontrol ve hormon analizleri neticesi yumurtalık (over) rezervi azaldığı görülen evli kadınlara çocuk doğurma tasarılarını ertelemeden hemen gerçekleştirmelerini öneririz. Şayet rezerv iyi ise o vakit hayat tasarınını kendi koşullarına göre yapabileceğini, çocuk doğurmayı birkaç sene daha erteleyebileceğini söyleyebiliriz.
Yumurtalık rezervi her kadında natürel olarak 35 yaşından sonra düşmekte ve bunun yansıması da çocuk doğurma bahtının azalması olmaktadır. Gebe kalma vakitlerini ileri tarihlere bırakmak isteyen kadınların bu kararı almadan kadın doğum doktoruna kontrol olarak gebe kalma bahtları ile ilgili bilgi edindikten sonra bu kararı vermeleri daha doğru olacaktır. Şayet yumurtalık rezervleri genç kadınların yaşlarına uygun veya daha iyi ise o vakit kariyer de yapsınlar, çocuk da!
Yumurtalık rezervi azaldıysa acilen rehabilitasyona başlanmalı
Yumurtalık rezervi azaldığını belirlediğimiz kadınlarda artık vakte karşı yarışarak bir an önce çocuk sahibi olmalarına çaba gösteririz. Bu amaçla infertilite (kısırlık) testlerini beklemeden yapar, başka mesele varsa ortaya koyar ve hemen tedaviye başlarız. Bu grup hastalarda tüp bebek opsiyonunu daha hızlı devreye sokmaktayız, ancak tüp bebek muvaffakiyet oranlarının en düşük olduğu ne yazık ki grup yumurtalık rezervi az olan hastalardır. Zira yumurta hücrelerindeki sayısal (kantitatif) azlık beraberinde kalitesel azalmayı da getirmektedir.
Over (yumurta) rezervi az olan hastalardan diğer tüp bebek hastalarına oranla daha az sayıda yumurta hücresi alınabilmektedir. Bu hücrelerin döllenmesi, ayrılması ve embriyo oluşturma kapasiteleri daha düşük olur. Ayrı olarak oluşan gebeliklerde anormallik, sakatlık olma riski de daha yüksektir. Over rezervi az olan hastalarımızdaki bu azalmış gebelik talihini tüp bebek yoluyla en iyi şekilde kullanmaya çalışırız. Bu çiftlerin azalmış da olsa gebelik bahtları vardır ve bugünkü gebelik bahtı yarından daha iyi olacağından bu hastalarımızı gecikmeden rehabilitasyona alırız.
Tıp kadının hizmetinde
Tıp bilimi, bugün için kadının doğurganlığını çok ileriye götürebilecek teknoloji ve bilgi birikimine şu anda hakimdir. Değişik bir hayli metotla kadınların çocuk sahibi olması sağlanabilir. Bu metotlardan biri yumurta dondurmadır. Kadının genç yaşlarda yumurtalık rezervi iyiyken yumurtaları veya yumurta dokusu alınıp dondurularak saklanabilir. Kadın ileri yaşta menopoza girdiğinde bu donmuş yumurta dokusu kadına nakledilerek veya donmuş yumurta hücreleri ile kolayca gebe kalması sağlanabilmektedir.
Bu metot kanser rehabilitasyonu görecek bir genç kadında kemoterapi veya radyoterapinin menopoz yapıcı tesirinden savunmak için son zamanlarda başarıyla uygulanmaktadır. Ancak ülkemizde yumurta bağışı yapılması; sıhhatli bir kadında yumurta veya yumurtalık dokusu dondurulması da legal olmadığından yapılmamaktadır. Ancak hastalığı olan, kanser olan kadınlarda yapılmasına müsaade edilmektedir.
Okan Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Hakan Atalay, menopozun negatif tesirlerini anlattı.
Menopoz denince akla hemen ateş basmaları ve buna eşlik eden cinsel istek azlığı, gece terlemeleri, uykusuzluk gibi belirtiler gelmektedir. Menopoz döneminde kadınların günlük hayatlarını ve sıhhatlerini, diğer insanlarla ilişkilerini etkileyen biyolojik bazı farklıkların olduğu doğrudur. Bu belirtiler sahiden de hormonlarda yaşanan değişmelerin bedensel işaretleridir. Ancak, insan hayatının tüm istikametleri gibi, biyolojisi, cinsiyeti, belirtilerini dile getiriş biçimi de kültürel/toplumsal tesirlerden bağımsız değildir.
Doç. Dr. Hakan Atalay “Yapılan çalışmalar, söz konusu belirtilerin, hatta kadınların menopozu yaşama biçimlerinin, yaşadıkları çevrenin/toplumun/kültürün menopoza bakışından etkilendiğini göstermektedir. Sözgelimi, önceden beri menopoza giren kadınlarda sık görülen belirtilerden birinin depresyon olduğu, üretkenliğini yitiren kadının bu kaybından dolayı duygu durumunu tertip etmekte güçlük çekerek depresif bir döneme girdiği sık söylenir. Öyle ki, bir dönem psikiyatride bu kadınlar için “involüsyonel melankoli” tecrübe et bir tanı bile mevcuttu. Ancak, son yıllarda yapılan çalışmalar menopoz döneminde kadınlarda depresyon sıklığının arttığı istikametinde bilgileri doğrulamadığından, bu tanı 1980’den bu yana psikiyatrik sınıflandırma sisteminde bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.
Tüm bunların ötesinde, kadınlığı sadece biyolojik bir antite değil, toplumsal ve kültürel bir yapılanma olarak ele alan çalışmaların da katkısıyla, söz konusu dönemde gözlemlenen sıkıntıların eş ilişkileri, çocuklar, kariyer vb. konularda yaşanan zorlanmalarla daha fazla ilişkisinin bulunduğu gösterilmiştir. Dahası, menopoza olumsuz bir mana yükleyen kültürlerde/toplumlarda menopozdaki kadınlarda görülen hem menopoz belirtilerinin daha fazla dile getirildiği, hem de çöküntünün daha sık görüldüğüne konusunda deklarasyonlar de vardır. Mesela, ihtiyar kadınların saygı gördüğü kültürlerde daha az menopoz belirtileri bildirilirken, kadına bakışı gençlik ve güzelliğin belirlediği Batı toplumlarında menopozun olumsuz tesiri daha ağır yaşanmaktadır.
Doç. Dr. Hakan Atalay “İnsan, biyolojiye mahkum olmadığını kavradığı an insanlaşmaya başlamıştır. ÖYLEYSE, bebeklik, ergenlik, gençlik, erişkinlik, vb. gibi, menopoz da kadın (insan) hayatının doğal bir süreci olarak ele alındığında, bir eksiklik gibi değil, daha üst düzeye, mesela, daha üretken ve daha rahat bir hayata geçişin bir merhalesi olarak da görüldüğünde, o dönemde yaşanan diğer gelişmelerle (eş ilişkileri, kariyer, çocuk büyütme, gelecek tasarıları, yaşlanma, ölüm, vb. konularıyla) ilişkilendirildiğinde, hem başa çıkılması şart olan, hem de yeni fırsatlar sunan bir kriz dönemi olduğu daha iyi anlaşılacak; bundan kadınların ve toplumun ferdi ve toplumsal olarak kazancı daha büyük olacaktır’’ diye konuştu.
Elbette, psikiyatrist olarak görevimiz, tüm bunlar gerçekleşene kadar, bu dönemde sıkıntı yaşayan kadınların bireysel olarak destek alabilecekleri bir alan yaratmak; onları farmakolojik ya da psikoterapötik olarak yardımcı olabilecek araçlar ile ilgili bilgilendirmektir. Gerektiğinde antidepresanların, uyku verici veyahut kaygı giderici ilaçların kullanılması, ferdi psikoterapiler, aile müzakereleri bu araçlar arasındadır.
Yorumlar
Yorum Gönder